İstanbul İl Kongresi’nin mahkeme tarafından iptal edilmesi, CHP’deki kurultayın da şaibeli olduğunu ortaya koydu. 196 delege geçersiz sayıldı; oysa Kılıçdaroğlu–Özel yarışında fark sadece 18 oydu. Bu tablo sadece hukuken değil, siyaseten de büyük bir ahlaksızlığa işaret ediyor. “Hem suçlu hem güçlü” tavrı artık kimseyi ikna etmiyor.

CHP’de son dönemde yaşanan gelişmeler, siyasetin ne kadar kirlenebileceğini gözler önüne serdi. İstanbul İl Kongresi’nin iptali, kurultayın meşruiyetini doğrudan tartışmaya açtı. Çünkü 196 delegenin oy hakkı ortadan kalktı ve bu delegelerin kullandığı oyların sonucu değiştirecek önemde olduğu ortaya çıktı. Yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği kurultay hukuken sakatlanmış, siyaseten ise tamamen şaibeli hale gelmiştir.

Bu noktada mesele yalnızca bir mahkeme kararı değildir; aynı zamanda siyasetin ahlak sınavıdır. Yıllarca beraber yol yürüyüp her başarıyı kendine mal eden, her olumsuzluğu ise Kılıçdaroğlu’nun sırtına yükleyenler, bugün hem suçlu hem güçlü görünmeye çalışıyor. Oysa ortada ne haklılık ne de ahlaki bir tutarlılık vardır.

Planlı Bir Operasyon

Kurultaya gitmeden önce yapılan gizli hazırlıklar artık sır değil. Delegeler üzerinde baskılar kuruldu, bazıları maddi menfaatlerle etkilenmeye çalışıldı. Dahası, Zoom toplantıları ile perde arkasında kumpas planları yapıldı. Yani bu süreç tesadüfi değil, önceden organize edilmiş bir operasyondu.

İkiyüzlülük: Başarı Onların, Hata Kılıçdaroğlu’nun

Yıllarca Kılıçdaroğlu ile omuz omuza yürüyenler, her türlü başarıyı kendilerine mal etti. Ama işler ters gittiğinde tüm olumsuzlukları ona yüklediler. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra da, fırsat bu fırsat deyip ellerindeki hançeri hiç gizlemeden sırtına sapladılar. Bu, siyasette ahlakın en dip noktasıdır.

Yanlışı Normalleştirmek

En tehlikeli olanı ise yapılan usulsüzlükleri sıradanlaştırma çabasıdır. “Her kurultayda olur böyle şeyler” diyerek, kirli işleri normalmiş gibi göstermeye çalıştılar. Bu aslında halkı kandırma yöntemidir. Atalarımızın dediği gibi: “Bal tutan parmağını yalar.” Onlar da aynen böyle yapıyor, hileyi meşru göstermeye uğraşıyor.

Kılıçdaroğlu’nun Getirdiği Başarıyı Çarçur Ettiler

Kurultaydan sadece 6 ay sonra yapılan yerel seçimlerde CHP birinci parti çıktı. Ama bu başarı bugünkü yönetimin değil, bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay öncesinde yaptığı uzun soluklu çalışmaların sonucuydu.

Kılıçdaroğlu, belediye çalıştaylarında CHP’nin en az 400 belediye kazanacağını hesaplamıştı. Bu gerçek ortadaydı. Ayrıca cumhurbaşkanlığı seçiminde de çok az farkla kaybetmişti; yurt dışı oyları ve yabancı seçmenlerin etkisi olmasa, Türk seçmen iradesiyle o seçimi kazanmış bir isimdi.

Kemal Kılıçdaroğlu Parti'nin başinda olsaydı, Belediye başkan adayları önseçim ile belirleseydi ve adamcılık yapılmasaydı yapmasalardı, daha fazla belediye kazanılması ve daha fazla oy alinması imkan dahilindeydi.

Yani tablo şuydu: Kılıçdaroğlu’nun emeği, stratejisi ve halktaki karşılığı sayesinde CHP’nin birinci parti olması zaten belliydi. Ancak kurultay kumpasıyla onu devirdiler ve ardından onun getirdiği rüzgârın kaymağını yediler. Fakat bu mirası doğru değerlendirmek yerine, bir buçuk yıl içinde partiyi perişan hale getirdiler. Yolsuzluklar, şaibeler ve usulsüzlüklerle anılır hale geldiler; CHP’den kopuşlar başladı, bazı isimler AK Parti’ye geçti.

Bugünkü tabloyu anlatmanın en doğru yolu şu benzetmedir: Babalarının alın teriyle biriktirdiği mirası yiyip tüketen, onu büyütmek yerine çarçur eden beceriksiz çocuklar.

Yeni Parti Hesapları

Mahkeme kararlarıyla yakalanan bu kadro biliyor ki artık CHP’de kapıcılık bile yapamayacaklar. Bu yüzden tek çıkış yolları, yeni bir parti kurmak. İktidarın sopasını, iktidar medyasını ve hatta yargıyı arkalarına alarak mağduriyet edebiyatı yapmayı planlıyorlar. Amaç belli: Hem suçlarını örtmek hem de halkı kandırıp kendi çıkarlarını korumak.

Kılıçdaroğlu’nun Sözü ve Temiz Eller

Bugün CHP’nin ihtiyacı olan şey, bir “Temiz Eller Operasyonu”dur. Ve bunu yapabilecek tek kişi, bugüne kadar eli hiç kirlenmemiş olan Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bu konuyu 12 Mart 2025 tarihinde önceden ele almış ve bir makale yazmıştım.

Zaten kendisi de yıllar önce şunu söylemişti: “Partiyi güvenli limana getirdikten sonra görevi bırakacağım.” Bu söz, onun niyetini ve tertemiz duruşunu en net şekilde gösteriyor.

Enkazı Devralmak

Kılıçdaroğlu geri döndüğünde çok ağır bir yükün altına girecek. Çünkü ortada dev bir enkaz var. Yıllarca emek vererek birinci parti yaptığı CHP’yi, yeniden A’dan Z’ye inşa etmek zorunda kalacak. Bu kolay olmayacak ama dürüst, ahlaklı ve vicdanlı bir lider olarak bunu bir çatı altında yapabilecek tek isim hâlâ odur.

Fetö’cü Hesapların Desteği ve Deli Sorular

Bir diğer dikkat çekici husus ise Avrupa’da ve dünyanın farklı yerlerinde yaşayan FETÖ’cü hesapların bugünkü CHP yönetimini –Özgür Özel’i ve Ekrem İmamoğlu’nu– hararetle savunmasıdır. Aynı hesaplar Kılıçdaroğlu’nun geri dönüş ihtimalini adeta kıyamet gibi algılıyor ve ona saldırıyorlar. Hatta halkı sokağa davet edecek kadar küstahça açıklamalara imza atıyorlar.

📌 🤔 Cevap Bekleyen Kafamdaki Deli Sorular:

- Bu FETÖ’cü hesaplar biz farkında olmadan CHP’li oldularda haberimiz mi yok?

- Yoksa CHP’nin içine gizlice sızıp kendi adamlarını mı yerleştirdiler bizler bunu göremedik?

- Peki asıl mesele, Kılıçdaroğlu’nun başlatacağı “Temiz Eller Operasyonu” ile bu kripto unsurların temizlenecek olmasından duydukları telaş mı?

- Vatandaşları adeta sokağa davet ederek neyi amaçlıyorlar? Ülkeyi büyük bir kaosa götürmenin kirli ve pis hesaplarını mı yapıyorlar?

- En can alıcı soru ise ''CHP yönetimi bunun farkında mı? CHP'nin içersinde söz hakkı bulunan üst düzey kripto Fetö'cü yönetici- yöneticiler var mı? Tarikatların , cemaatlerin CHP'de dizayn ettikleri önemli isimler var mı? ''

-Damadı Fetö soruşturmasından tutuklanan, Ak partili bir siyasetçi olan Bülent arınç'ın Özgür Özel aşkı nerden kaynaklanıyor?

Bu soruların cevabı net olmasa da, halkın gözünü açması gerekiyor. Çünkü birilerinin neden bu kadar paniklediğini, neden Kılıçdaroğlu’na bu kadar sert saldırdığını doğru okuyabilmek, geleceği anlamak açısından çok önemlidir.

Sonuç olarak bugün CHP’de yaşanan kriz, sadece bir kurultay tartışması değil; aynı zamanda ahlak, vicdan ve siyasi temizliğin meselesidir. İstanbul İl Kongresi’nin iptali, “hem suçlu hem güçlü” rolünün artık tutmadığını göstermiştir. Halkın vicdanı bu kirli oyunları unutmayacak.

Kılıçdaroğlu’nun tertemiz elleriyle başlatacağı Temiz Eller Operasyonu, CHP’yi yeniden güvenli limana götürecek; siyaseti de hak, hukuk ve adalet çizgisine taşıyacaktır.

Bütün yaşanan olaylara Bir de benim penceremden bakarak anlamaya çalışın ✌️.

Hak Hukuk Adalet !