CHP'nin faşizan yönetimine Karşı demokrasi ve hukuk mücadelesi verilmektedir. CHP'nin şaibeli kurultay ile Genel Başkanlık, Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu koltuklarına oturmuş olanlar, CHP'yi tarihsel kimliğinden kopartmışlar ve totaliter bile değil çünkü, totaliter partilerde bir ideolojik kimlik vardir ve otoriter ve faşizan anlayışın hakim olduğu bir parti haline getirmişlerdir.
Şöyleki; CHP gibi Kemalist/çağdaş uygarlığı benimsemiş/sosyal demokrat bir parti de Genel Başkan, delegelerin geçerli oylarının tamamını almayı övünç kaynağı yapmıştır ve muhalif görünümlü medya ve mensupları bunun nasıl olduğunu, Kurultay sürecindeki otokratlığı sorgulamamışlardır.
06 Nisan 2025'te kaptı kaçtı şeklinde yapılan 21. Olağanüstü Kurultay'da faşizan bir anlayışla, tek aday, tek oy sistemi uygulanmış ve kamuoyu yanıltılmıştır. CHP'li hiç kimse,tek aday olunmasından ve o tek adayın tüm gecerli oyları almasından hoşnut olamaz, olmamalıdır. Böyle bir durum otoriter ve totaliter rejimlerde ve partilerde yaşanabilir.
Ayrıca, bu tüm oyların alındığı ifadesi de yanıltıcıdır ve gerçeğe aykırıdır. Kurultay Yönetmeliği'nde tek genel başkan adayı olması halinde-ki ikinci bir adayın çıkması hukuksuzca engellenmiştir- oy pusulasının üzerine ''tik'' konulsun veya konulmasın, oy pusulası çizilsin veya cizilmesin, kullanılan tüm oylar tek adaya verilmiş kabul edilmektedir. Yani, Özgür Özel'e destek vermeyenlerin farklı bir oy kullanma seçenekleri olmamıştır.
Benzer şekilde, tek aday, tek oy sistemi Ekrem İmamoğlu'nun önseçim olarak adlandırılan sürecinde de yaşanmıştır ve yine, muhalif görünümlü medya ve mensupları, bu 15 buçuk milyon oy pusulasını ve zarflarını ne zaman, nerede, kaç paraya bastırdınız, kaç sandık kurdunuz, oy verenlerin listelerini ne yaptınız, oyların tamamı mı Ekrem İmamoğlu'na verildi, desteklemeyenlerin sayısı ve oranı nedir gibi en temel sorularını sormamışlardır.
CHP'de ikinci bir adaya izin verilmemiş ve kullanılan tüm oylar, hatta basıldığı anlaşılan ve maliyeti on milyonlarca TL'yi bulan 15 buçuk milyon oy pusulası firesiz Ekrem İmamoğlu'na verilmiş gibi lanse edilmiştir.
Böyle birşey mümkün olabilir mi?
Otoriter ve faşizan anlayışın hakim olduğu partilerde olabilir. Şimdi de 900 delege bir günde noter tasdikli imza topladı ve mevcut yönetime destek verdi. Olağanüstü kurultay toplanmak zorunda kalınacak, kayyum şah-mat türü açıklamalar yapılıyor ve yine muhalif görünümlü medya ve mensupları, bu 900 delege neden ve nasıl noter onaylı imzalar verdi, bu noter masraflarını kim-kimler ödedi, vermeseler ne olurdu?
CHP gibi bir partide, otoriter partilere özgü bir durum oluşup oluşmadığını sorgulamıyorlar bile. Otoriterleşen ve faşizan yöntemlere başvurulan bir partide; şu şekildeki haberler normaldir; '' tüm delegelerin oyu ile genel başkan oldu, Kullanılan tüm oyları alarak, 15 buçuk milyon oyla CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı oldu. Oy verebilecek tüm delegelerin, yani, 900 delegenin bir günde noter tasdikli imza toplamasiyla mevcut yönetime destek verildi ve olağanüstü kurultaya gidilecek.''
Tüm bunlar otoriterleşen ve faşizan yöntemlere başvurulan partiler için normal olabilir; ancak, Cumhuriyet Halk Partisi gibi çağdaş uygarlığı hedef haline getirilmiş, Altı Ok ilkesini benimsemiş bir parti de bunların olabilmesi, ne derece tehlikeli bir vaziyetin vücuda getirilmiş olduğuna işaret ediyor. Darbeyi CHP'ye ve esasında Türkiye'ye şaibeli kurultay ile koltuğa oturmuş olanlar yapmıştır, normalleşme ve yumuşama süreçleriyle iktidara psikolojik ve politik alan açmışlardir.
CHP'yi, şaibeli kurultay ile ele geçiren ve akabinde de otoriterleştirerek faşizan yöntemlerle kendi parti içi iktidarlarını kuran, hukuka aykırı ve keyfi şekillerde parti üyelerini ihraç eden bu yönetimin faşizmine karşı mücadele etmek lüzumu vardır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün evlatları CHP'yi şaibeli kurultay ile ele geçiren ve otoriterleşerek faşizanlaşan bir yönetime karşı demokrasi ve hukuk mücadelesi vermektedirler.